25 Eylül 2010

Yine Yeniden Mazi

   Yıllar sonra yine büyük bir heyecanla,öğrencilik yıllarımda oturduğum sıraların karşısındayım.Bu sefer yerim ve rolüm farklı,ben şimdi aynı okulun,aynı sınıfların öğretmen masasındayım...
Bana dürüstlüğü,disiplini,saygıyı öğreten öğretmenlerimin karşısında yine öğrenci gibiyim hatta şimdiki öğrencilerden bile daha çekimser; onları şaşırtacak bir hata yapmaktan,hayal kırıklığına uğratmaktan korkan bir öğrenci.Aynı zamanda mezun olduğum okulda görev yapmaktan çok mutlu,gururluyum.

          Okul yıllarımızda öğretmenler odasını merak ederdim hep,neler olup bitiyor,ne konuşuluyor diye,
bugünlerde merakımı gidermenin keyfini yaşıyorum :) Okul bahçesi,sınıflar hepsi yerli yerinde,bir ben değişmiş ve büyümüşüm sanki.Her gün geçip giden mazimi tekrarlıyorum,unuttuğum anılarımı hatırlıyorum attığım her adımda.O yıllarda kıymetini bilemediğim zamanın her anını sindirerek yaşıyorum yeniden...

            Hem tadını çıkarıyorum tekrar yuvamda olmanın hem de özlüyorum hiç kimsenin eksilmediği,neşeli günleri.Bizim kahkalarımıza,gözyaşlarımıza eşlik eden koridorlar,sıralar şimdi farklı sırlara,sohbetlere tanıklık ediyorlar.Değişmeyen tek şey öğretmenlerimin sevgi dolu bakışları ve benim onlara olan saygım.Bakalım bundan sonra hayat öğrencilerim,ben ve öğretmenlerim için ne sürprizler hazırlayacak bize...

31 Ağustos 2010

AŞK'a GEÇMİŞ OLSUN

      Büyümek zamanıydı önce;ödevler yapılmalı,büyüklere yardım edilmeli,yemeğe geç kalınmamalıydı.
Dışarı çıkmalı,denize koşmalı ama öğle uykusu aksatılmamalı! Komşu oğlu yada kızı kardeş gibidir;sevmeli,güvenmeli ama aşık olunmamalıydı.Okul arkadaşlıkları kutsaldı,masum,canayakın saf dostluklar oluşurdu; araya aşk girmemeliydi...

   İki arada bir derede zaman koşar adımlarla giderken,bizler de büyümüşken  devir mantıklı düşünme devriydi,duygular eski,ahşap bir kutuya gizlenmeliydi.Nasılsa bir zaman sonra zaten eski olan kutu kendi kendini eritip,yokolurdu...Çevrenin,ailenin en münasip bulduğu aklı başında,olgun kişilerle evlenildi,aile olmak için çocuk gerekirdi,faturalar ödenmeliydi,ahirette iman-dünyada mekan için yeni bir ev alındı,sevilmese de bir işte çalışıldı,sizli bizli arkadaş çevresi oluşturuldu,aklına her gelen söylenmezdi,bazı insanları sevmek zorunda değildin saygı duymak yeterdi...

     Oysa kendine kurdurduğun kalın duvarlı kalenin dışında,içinden geldiği gibi bir hayat vardı...Mantığına uymasa da,gördüğünde kalbini yerinden çıkacakmışçasına attıran,nefes aldığını hatırlatan biri vardı.Bencil olmayı kabul etseydin eğer,önce biraz da olsa kendini düşünebilseydin,zamanın bir an bile olsa geri alınamayacağına şimdiki gibi inansaydın,sana sunulanları değil kendi istediklerini,hayallerini sen kurabilseydin ve kendi aşkını,sadece hayatını özgürce sahiplenebilseydin....

             Aşk mı,giderek daralan zamanda yer yok.Aşık mı artık heryerde basit ve bol...Zaten ilişkiler hastalıklı geçmiş olsun,temeller çürük,yıkılıp giderse birgün yenisi sağolsun !!

05 Temmuz 2010

Bir Tadımlık NEFES

  Mutluluk kalbimizin atışında gizliymiş meğer,yürekte !! Hep çok uzaklarda ararız mutluluğu,ulaşılmaz görürüz,belki de yakıştıramayız kendimize mutlu hissetmeyi..Hatta korkanlar bile vardır eminim ki mutlu görünmekten..Hep başka bir şey,daha da başka,o olsun,böyle yapayım derken kaçırırız hep en değerli an'ları.
     Sonradan pişman olacağız biliyorum,satırlara dökeceğiz keşkelerimizi,birbirimize en güzel dileklerimizi sunacağız hastalıkta,kötü günlerimizde.Neden şimdi yapmıyoruz,neden sorguluyoruz hep yaşananları ? Kendimize bu kadar yüklenmek niye? Nefes almak varken ve aldığımız nefes için bile hayata teşekkür etmek gerekirken neden tadını çıkaramıyoruz nefesimizin? O'nu bile zehirlemelerine izin veriyoruz.Bugün kendime bir söz verdim; nefesimin her zerresinin tadını huzurla iliklerimde hissetmek için,etrafımdakilerin de nefeslerine zehir katmamak için ve bugün halime şükredeceğim sorunsuzca kalbimi attıran nefesim için...

28 Nisan 2010

Rüzgar gibi geçen AN'lar

 Şimdi ne desem boş..Geçmiyor ki sızlayan yaralarım,kime sorsam cevapsız kalıyor
hep sorularım.Üstelik değişmiyor da yarınlarım.Bir de üstüne üstlük
   Ben de kendimden bıktım....

  Zaman; geçmiş gitmiş ben hesap,kitap yaparken.Herkese göre olgunlaşmış,
büyümüşüm ,günler geçip ben ardından bakakalırken :)) Oysa içimde elinden tutulmayı
 bekleyen bir hınzır var hiç farkedilmeyen ya da görmezden gelinen.Canım acıyor,acıtmak
 istemesem de nice canları..
Hesabını veremiyorum  ki kendime,ertelediğim ANların..

   Şimdi ne kadarı kaldı,paya ve paydaya eşit bölmeye çalışırken,bütününü
kaybettiğim zamanların ??
İçimden geldiği gibi sormadan,sorgulanmadan yaşamaktı tek amacım,başaramadım.....

30 Ocak 2010

Hüzünlü Bir Doğumgünü

  Bugün 32.doğumgünün ve seni arayamadığım,sesini unutmaktan korktuğum,sensiz anılacak
nice doğumgünlerinden 2.si.Her elimi uzattığımda yanıbaşımda olan dostum;sen gittin ve ben geride
kaldım.Zamanla yoklukların acısına katlanmayı öğreniyorum hatta sözlerini aklıma getirip tebessüm de
edebiliyorum artık.
PINAR'ım,anılarımızdan bahsederken yine gözlerim doluyor,boğazımda yutkunsam da geçmeyen
binlerce düğüm oluşuyor ama ağlamıyorum.Benim için söylediğin şarkıları dinlemek istiyorum henüz
cesaretim yok hep erteliyorum.Sana anlatmak istediğim birsürü şey biriktirdim içimde,konuşamıyorum.
Suskunluğumda boğulmamak için kalemime sığınıyorum,satırlarda nefes alıyorum.
Sen de alıştın sanırım gittiğin yere,eskisi kadar sık gelmiyorsun rüyalarıma belki de kabullenmeli insan
başına geleni,sevmeli ait olduğu yeri,yüzleşebilmeli ruhuyla,anlayabilmeli..Candostum,umarım huzurlusundur
artık ve seni herzaman çok seveceğimin,hiç unutmayacağımın,unutturmayacağımın farkındasındır.
İyi ki doğmuşsun,iyi ki eniyi dostun olmuşum ve seninle yaşama fırsatım olmuş.Her masal tamamlanmazmış
mutlu son'la,SEN benim tadı damağımda,yarım kalan fakat hayatımdaki endeğerli masal kahramanım
olarak kalacaksın,senin yerini kimseye vermeyeceğim,bilinmezliğe doğru yola çıktığım an,huzur bulduğum
gözlerinin beni karşılaması dileğimle,görüşeceğiz elbet.....

25 Ocak 2010

Bembeyaz Bir Rüya


  Allahım bitmesin bu rüya,sonunda çocukluk anılarımla buluşmak olsun...Kar bana hep akrabalarımla,
arkadaşlarımla biraraya toplandığımız neşeli anlarımı hatırlatır,uzun zamandan sonra yine buluştuk saf beyazlığımızla,bu defa arkadaşlarım,yoktu yanımda ama çocukluğum karlar arasından gülümsedi sanki bana :)
    Evdeyim,bazen dışarıda karların üstünde üşütüyorum bedenimi,içimi ısıtan neşemle,bazen kahvem elimde
penceremden huzuru seyrediyorum yüzümde bir tebessümle...
Herşeye rağmen;buzla kaplanan yollarda yürümenin zorluğuna,havanın sert ayazına aldırmadan seviyorum karlı kış günlerini hatta kar yağmadığı zaman kış günlerinin üzgün,yarım kaldığına inanarak....

08 Ocak 2010

Yeni Yılda da AYNI HERŞEY

      Yeni bir yıl daha geldi ama eskimedi hüzünler,yaralar sarılmadı,güneş
 kamaştırmadı gözleri..
Tarihler değişti,zamanlar geçti,coşkulu yada sakin kutlandı yeni yıl,
hoşgeldi de hoş kalamadı.
Değişmesi,yenilenmesi gereken bizlerdik belki ama yenildik yine hayata,akıp
 giden zamanın karşısında
diz çöktük yine,yol ayrımlarına geldik,çıkmaz sokaklara girdik,kaybolduk......